Yenilikçi Eğitim

EFTA, eğitimde artık etkisi yitiren geleneksel eğitim metotlarının aksine yenilikçi yaklaşımı destekler ve bu konuda projeler üretir.

Eğitimde Fırsat Eşitliği

EFTA’nın en önemli hedeflerinden biri eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına katkıda bulunmaktır. Bu amaçla mekan ve imkanlardan bağımsız eğitim modelleri üzerine çalışır.

Eğitimde Teknoloji

Geleceğin eğitimi teknolojiden bağımsız düşünülemez. Teknolojiden yararlanan verimli eğitim modelleri üretmek ve uygulamak EFTA’nın ana önceliklerindendir.

Proje Üretme Yaklaşımı

EFTA, projelerin yenilikçi olmasına, dünyanın eğitimde geldiği noktayı yakalayarak başarılı örneklerin transfer edilmesine ve ulus ötesi ortaklıklar ile uygulanmasına önem verir.

EFTA

Eğitim ve Gelecek Teknolojileri Derneği

Hakkımızda

Eğitim ve Gelecek Teknolojileri Derneği – EFTA, eğitim alanında günümüz ve gelecek teknolojilerinin kullanılarak eğitimde verimlilik, fırsat eşitliği ve kalitenin artırılması amacıyla çalışan bir sosyal girişimdir. İzmir’de kurulduk. Ulusal ve ulus ötesi alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Dünyadaki eğitimcilerin, eğitim alanındaki sorunlarına çözüm üretiyor, ihtiyaçlarını çözmek için teknolojiden yararlanmalarını teşvik ediyor ve bu konuda yeterlilik kazandırıcı faaliyetler yürütüyoruz.

Vizyonumuz

EFTA’nın vizyonu; tüm eğitimcilerin öğretme ve öğrenmedeki yenilikçi uygulamalara hızla adapte olması adına teknolojiyi kullanmaya ve öğrenicilere en büyük potansiyeline ulaşmalarını sağlamaya yeterli olmalarıdır.

Misyonumuz

EFTA, öğretmenleri ve öğrencileri yeniliklere adapte eder, uluslararası iyi uygulama transferi sağlar ve eğitim alanındaki sorunlara gelecek teknolojileri kullanarak çözümler arayan faaliyetler yürütür.

Geleceğin Eğitimi Teknolojiden Geçiyor

Öğrenme alanlarını tamamen değiştirecek ve derslikler içinde kullandığımız teknikleri baştan yaratacak teknolojiler heyecan uyandırıyor.

  • Artırılmış Gerçeklik Gözlüğü

    Google’ın bu yılsonunda Artırılmış Gerçeklik (AR) gözlüğünü piyasaya süreceği beklentisi devam ederken, bu teknolojinin tahmin ettiğimizden daha erken hayatımıza gireceğini söylemek mümkün gibi görünüyor. AR, gördüğümüz gerçekliğin üstüne daha da fazla veri ekleyen bir teknoloji. Öğrenciler ister Oakley THUMP tarzı gözlükler takacak, isterse de AR lensleri aracılığıyla verileri doğrudan gözünün önüne getirebilecek. Her iki koşulda da bu teknolojinin eğitim açısından etkileri devasa olacak diyebiliriz. Dijital ders kitaplarında ne kadar çok bilgi olduğunu söylüyoruz. AR teknolojisi sayesinde ise Atatürk, masanın kenarına oturup savaş hatıralarını bize anlatacak. Öğrencilerin derslik içinde ve dışında her an yaşayabileceği bu üç boyutlu deneyim mükemmel bir tecrübe olacak.

    Erdal Kaplanseren, Hürriyet
  • Öğrenciye Yakın Takip

    Biyometri, insanları belirli fiziksel ya da davranışsal özelliklere göre tanımlamak için kullanılan bir teknoloji. Bu teknoloji gelecekte akıllı yazılımın, bir sınıfta eğitim alan çocukların fiziksel ve duygusal durumunu tamamen anlayabilmesini sağlayacak. Öğrencilere sunulan ders malzemeleri, bir iş üzerinde çalışırken değiştirilebilir olacak ve öğrencilerden alınan biyometrik sinyallere göre kişisel olarak düzenlenebilecek. Yüz ifadesi, kalp atış hızı, cildin nemi ve hatta ten kokusu gibi fiziksel özelliklerle öğrencilerin algı ve performansına dair detaylı raporlar çıkarılabilecek. Yazı yazma hızı, yürüyüş tarzı ve ses tonu gibi davranışsal özellikler de öğretmenlerin, hangi öğrencinin ekstra yardıma ihtiyacı olduğunu anlamasını sağlayacak ve her bir öğrencide hangi eğitim tekniklerinin en iyi sonuç verdiğini tayin etmesine yarayacak.

    Erdal Kaplanseren, Hürriyet
  • Çoklu Dokunmatik Kontrole Sahip Yüzeyler

    Microsoft gibi şirketler, çoklu dokunmatik özellikli yüzeyler üzerine yıllardır çalışıyor. Şu güne kadar mükemmel işler çıkarmış olsalar da, çoklu dokunmatik konseptinin ana akım tüketiciler tarafından kucaklanmasını sağlayan ürün Apple’ın iPhone’u oldu. Dokunmatik yüzeylerin maliyeti düştükçe ve her geçen gün biraz daha geliştikçe, ilk çoklu dokunmatik ürünlerinin ileride bir gün sınıfları da değiştireceğini görebiliyoruz. Öğrencilerin, dünyanın herhangi bir yerindeki bir başka öğrenci ile işbirliği yapabildiği, önlerindeki sanal objeleri birlikte değiştirebildiği bir etüt odası düşünün. Masanın üzerinde tek bir basit kaydırma hareketiyle önlerine akacak videolar, sanal araçlar ve milyonlarca online kaynak…

    Erdal Kaplanseren, Hürriyet